Unutmadık Unutmayacağız
“1999 Gölcük Depremi, İzmit Depremi, Marmara Depremi ya da 17 Ağustos 1999 depremi, 17 Ağustos 1999 sabahı, yerel saatle 03.02’de gerçekleşen, Kocaeli Gölcük merkezli deprem. Mw ölçeğine göre 7,5 büyüklüğünde gerçekleşen deprem, büyük çapta can ve mal kaybına neden olmuştu.
17 Ağustos depremi, tüm Marmara Bölgesinde, Ankara’dan İzmir’e kadar geniş bir alanda hissedildi. Resmi raporlara göre, 17.480 ölüm, 23.781 yaralı oldu. 505 kişi sakat kaldı. 285.211 konut, 42.902 işyeri hasar gördü. Resmi olmayan bilgilere göre ise yaklaşık 50.000 ölüm, ağır-hafif 100.000’e yakın yaralı olmuştur. Ayrıca 133.683 çöken bina ile yaklaşık 600.000 kişiyi evsiz bırakmıştır. Yaklaşık 16 milyon insan, depremden değişik düzeylerde etkilenmiştir. Bu nedenle Türkiye’nin yakın tarihini derinden etkileyen en önemli olaylardan biridir. Deprem gerek büyüklük, gerek etkilediği alanın genişliği, gerekse sebep olduğu maddi kayıplar açısından son yüzyılın en büyük depremlerinden biridir.” [*]
Bunca verilere rağmen sizce ülkemiz deprem konusunda ne kadar bilinçli? Bence hala birçok konuda eksiğimiz var. Bu eksikliler çok kısa sürede düzeltilmeli, ama sanırım Türkiye’m için bu mümkün değil.
Ülkemizin % 95’i deprem riski taşımaktadır. Yerleşim alanlarının dolayısıyla nüfusun çoğunluğunun deprem bölgesinde bulunması, çarpık yapılaşma, toplumun bu konuda yeterli bilince ve bilgiye sahip olmaması, ülkemizde meydana gelen depremlerde can ve mal kaybının büyük boyutlarda olmasına sebep olmaktadır.
Eğitim her şeyin başında gelir, denilir. Çok doğru bir sözdür aslında içeriğini düşündüğümüz zaman. Her konuda eğitim almamız gerektiği gibi bu doğrultuda toplumsal bilinci arttırmak ve olası bir depremden en az zararla kurtulmak için kişilerin deprem eğitimi alması çok önemlidir. Ülkemizin coğrafi koşulları göz önüne alındığı zaman deprem bizler için kaçınılmaz bir gerçektir.
Şunu bilin ki; Belki de ilk 72 saat size kimse yardıma ge-le-me-ye-cek. Birbirinize sadece siz yardım edebilirsiniz. Mahalleli ne kadar organize olursa, o kadar çok insanın hayatı kurtulur. Bunun için malzemelere ihtiyacımız var. Levyeler, beton kırıcılar, kazma kürekler, yangın söndürücüler, jeneratörler, tabii ki su ve yiyecek. Şimdiden bu malzemeleri temin etmemiz gerekir. Mahalle içi dayanışmada muhtarlara büyük görev düşmektedir. Birbirimizle iletişim halinde olmamız gerekir, unutmayalım ki iletişim hayattır.
Çocuklarımız ile birlikte tatbikatlar yapmalıyız. Bu tatbikatlar sizlere komik ve gereksiz gelebilir. Yapmazsanız, deprem sonrasında panikten çok daha üzücü durumlara düşebilirsiniz. Tıpkı oyuncuların film öncesi günlerce prova yapıp, çekim günü geldiğinde hatasız oynamaları gibi. İşte o günde hepimiz için çekim günü. Tatbikatları yapalım! Tüm mahalleli iletişim halinde olalım. İletişim hayattır, Geleceğimizi Birlikte Kurtaralım…
[*] Depreme ilişkin istatistik bilgiler: “wikipedia” den alınmıştır.